Dr. Ulaş, yaptığı açıklamada, ilacın yalnızca tanı ve tedavi bakımından tıp uygulamalarının bir aracı olmadığını, ''aynı zamanda iktisadi faaliyetlerin, ilişkilerin ve politikaların özgün bir örneğini oluşturduğunu'' ifade etti.
İlacın yaşamsal bir önem taşıdığını vurgulayan Ulaş, ''Bu durum, ilaç üzerinden elde edilen karın göz ardı edilmesine neden olmaktadır'' değerlendirmesinde bulundu.
Ulaş, bir derginin her yıl düzenli olarak yayımladığı en büyük gelire sahip 500 kurumun sıralı listesinde ilaç endüstrisinin karlılık oranlarının oldukça çarpıcı olduğunu ifade ederek, ''İlaç endüstrisinin 1970'de kar oranı yüzde 9 iken, 2000'e gelindiğine bu oran yüzde 19 olmuştur. 2007'de ise yılık yüzde 19,6'lık karlılık oranıyla tüm sektörler arasında petrol endüstrisinden sonra ikinci sırada yer almıştır'' dedi.
''TÜRKİYE İLK 5'TE...''
İlaç endüstrisi ile ilgili pazar araştırmaları yapan ''Kıtalararası Pazarlama Hizmetleri'' şirketinin sağlık verilerine göre, dünyada ilaç endüstrisinin ilaç satışlarından elde ettiği toplam gelirin her geçen yıl arttığını belirten Ulaş, şunları kaydetti:
''Dünya ilaç pazarı 2007'de önceki yıla kıyasla yüzde 6,4 oranında büyüyerek 712 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye de yüzde 17,2 büyüme oranı ile dünyada ilaç pazarının en fazla büyüme gösterdiği ilk 5 ülkeden biridir.
Dünyada ilaç satışlarından elde edilen gelirin bölgesel dağılımına bakıldığında en büyük paya Kuzey Amerika sahipken, bunu sırasıyla Avrupa ve Japonya izlemektedir. Bu pazarın yaklaşık dörtte biri psikiyatrik hastalıklarda da kullanılan merkezi sinir sistemi ilaçlarının satışı ile oluşmaktadır. Dünya genelinde en çok kar edilen ilk 10 ilaçtan üçü anti-psikotiklerdir.''
'PSİKİYATRİK İLAÇLARIN PAZAR PAYINDA ARTIŞ GÖZLENDİ''
Ulaş, Türkiye'de de ilaç pazarında sinir sistemi ilaçlarının önemli bir yer işgal ettiğine dikkati çekerek, sinir sistemi ilaçlarının, Türkiye ilaç pazarında antibiyotik, kalp-damar sistemi ve romatizmal ilaç grubundan sonra dördüncü sırada yer aldığı bilgisini verdi.
Türkiye İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikasının raporuna göre de 2003-2008 yılları arasında Türkiye'deki ilaç gruplarının pazar payı değerlendirildiğinde, antibiyotik, kalp-damar sistemi ve romatizmal ilaç grubunun pazar payının azaldığını, sinir sistemi ilaçlarının pazar payında ise ılımlı bir artış gözlendiğini ifade eden Ulaş, sinir sistemi ilaç grubunda antidepresan ve antipsikotik ilaçların önemli yer tuttuğunu bildirdi.
Ulaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Kıtalararası Pazarlama Hizmetleri Şirketinin Türkiye verilerine göre, 2003'te 14 milyon 138 bin kutu antidepresan tüketilirken, bu rakam 2006 verilerine göre 22 milyon 651 bine, 2007'de 26 milyon 246 bine çıkmıştır.
Benzer artış eğilimi antipsikotik ilaçlarda da görülmektedir. 2007'de toplam 2 milyon 616 bin 136 kutu antipsikotik tüketilirken, bu sayı 2008'de 4 milyon 11 bin 901 kutuya yükselmiştir. Psikiyatrik ilaç tüketimindeki bu önemli artışa, ilaç endüstrisinin tutundurma çalışmalarının yanı sıra Türkiye'deki psikiyatrist sayısının yetersiz olması ve bu nedenle psikiyatrist dışındaki hekimler tarafından uygun olmayan tanılara uygun olmayan ilaçların reçetelenmesinin de çok önemli payı vardır.'' AA
http://www.gazeteport.com.tr/SAGLIK/NEWS/GP_438928
Sayfamızı Paylaşın
|
Sayfa Yorumları
Yorum Bırakın